Sezin ÖNEY | Siyaset Bilimci & Gazeteci
Kuzey İrlanda meselesi, Türkiye’de hep ilgi çeken bir konu oldu. Bu ilginin ardında elbette, Türkiye’nin kendi Kürt Meselesi geçmişinin varlığı yatıyor. Hatta, İspanya’nın Bask Meselesi (genelde de ülkenin 1975 sonrası demokratikleşme süreci ile beraber) ile Kuzey İrlanda Meselesi’ne ilişkin çözüm çabaları, Türkiye için de “örnek” çatışma çözümleri olarak incelendi, üzerine yazıldı çizildi. Bask Sorunu ve İspanya’nın “sorunları”, günümüzde apayrı bir boyuta geçmiş durumda: İspanya’ya özgü bazı dinamikler, şartlar ve koşullar nedeniyle, artık “Bask Meselesi” değil, “Katalan Meselesi” konuşuluyor.
Kuzey İrlanda’nın, 1960’ların sonunda başlayıp, 1990’ların sonunda gelinen müzakere süreciyle “ateşkes” ve “silahsızlanma” ile sonuçlanan çatışma sürecindeki “çözüm” ve “barış” örneği ise, Türkiye için de örnek olarak gösterilmeye devam ediliyor.
2018’de “Hayırlı Cuma” (Good Friday) Anlaşması, 20. yılını geride bıraktı. Ve anlaşmanın 21. yılında ise sürpriz bir “oyunbozan” ortaya çıktı: Brexit. 2019 yılına girdiğimizde, sadece Kuzey İrlanda’nın Brexit süreci ile beraber sınırlarının, statüsünün tartışma konusu olduğunu gözlemiyoruz; bir yandan da, Kuzey İrlanda’nın şiddetin hâkim olduğu yıllara geri dönmesi de söz konusu. 19 Ocak 2019’da, Kuzey İrlanda’nın ikinci büyük şehri olan Londonderry/Derry’de gerçekleşen bombalamada kimsenin yaşamını kaybetmedi ama, bölge için şiddetin o kadar da uzak, tamamen geçmişte kalmış bir gerçeklik olmadığını da anımsattı.
Adliye binasının önüne park edilmiş bomba yüklü aracın patlatmasında, can kaybı yaşanmaması ise sadece tesadüftü; bir grup genç, araba patlamadan dakikalar önce aracın yanından geçmişti.
Bu olayı yakından incelediğimizde, aslında Kuzey İrlanda’da “barışın” kırılganlığını ortaya koyduğunu görüyoruz. Öncelikle, Derry veya Londonderry kentinin isminin hangi biçimini kullanmayı tercih ettiğiniz bile (bugün dahi) Kuzey İrlanda konusundaki tüm duruşunuzun bir işareti olarak algılanıyor. “Derry”, “İrlandacı”; “Londonderry” ise “Britanyacı” bir duruşun ifadesi; bu isim ikileminin tarihi de aslında 17. yüzyıla dayanıyor. Günümüze kadar çeşitli kereler yasal süreçlere de konu olan bu “isim çekişmesinin” mekânı olmak ötesinde, çatışmalı ve şiddet dolu dönemlerin ağır mirasına da tanık olan Derry/Londonderry’deki bombalamanın ardından, New Irish Republican Army (Yeni İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu) mensubu olduğu öne sürülen dört kişi tutuklandı.
1997’de “Hayırlı Cuma” sürecinin sonlanmasına bir sene kala kurulan ve barışa karşı çıkan IRA üyelerinin oluşturduğu Real IRA/New IRA’ın ilk şiddet eylemi değil bu; ancak, sivilleri de hedefe alan tehdit boyutu nedeniyle bu örgütün, Hayırlı Cuma Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği dönemden sonraki eylemlerinden de farklı[1]. Her ne kadar New IRA’ın kendisi, kentin yerel gazetesi Derry Journal‘a yolladığı mektupta saldırının “Brexit ile ilgisi olmadığını”[2] öne sürse de, hal gerçekten böyle mi? Britanya siyasetinin Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci ile geçirdiği sarsıntıların ve özellikle de tüm bu siyasi türbülansta Kuzey İrlanda’nın sınırlarının ne olacağı meselesinin kilit rol oynamasının, sivilleri de hedefine alan bu tarz cüretkar bir şiddet eyleminin gerçekleşmesinde hiç mi etkisi yok?
Öncelikle Brexit ile beraber, “sınırlar” gibi her zaman ve her yerde hassas bulunan bir konunun hayli sert, hayli alevli geçen biçimde tartışılmaya başlanması, tüm Birleşik Krallık genelinde beraberlik-ayrılık odaklı “eski defterlerin” de yeniden açılmasına neden oldu. İskoçya’nın 2014’teki “Bağımsızlık Referandumu”nun tekrarı zaten gündemdeydi; şimdi de, referandum sadece “zaman meselesi” olarak niteleniyor[3]. Bu da çok şaşırtıcı bir durum değil zira, referandumda Birleşik Krallık’ta kalmayı seçen İskoçyalı seçmenlerin bu tercihi ağırlıklı olarak, Avrupa Birliği içinde kalmak istedikleri için yaptıkları öne sürülüyordu. 2016’daki Brexit referandumunda İskoçya’nın ağırlıklı olarak (yüzde 62) Avrupa Birliği’nde kalmayı seçmiş olması da bu tezi doğruluyor. Dahası sadece İskoçya için değil, şimdiye kadar “bağımsızlığın” fazla gündeme gelmediği Galler[4] de bile, “Brexit ile beraber, bağımsızlık referandumunun” söz konusu olabileceği konuşuluyor. Devamını Okumak…
[1] Özellikle Hayırlı Cuma Anlaşması’nın varıldığı Nisan 1998’den sonra 15 Ağustos 1998’de Omagh’da gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 29 sivilin (ki kurbanlardan biri ikizlere hamile bir kadındı) öldürülmesinin yarattığı tepkiyle, Gerçek IRA/Yeni IRA, sonraki saldırılarını daha çok güvenlik güçlerini hedef alan biçimde gerçekleştirdi.
[2] “We bombed the Derry Courthouse”, Derry Journal, 29 Ocak 2019, https://www.derryjournal.com/news/we-bombed-derry-courthouse-ira-1-8788564
[3] Peter Smith, “Will Nicola Sturgeon call for a second Scottish independence referendum before the end of Spring?”, 16 Ocak 2019,
https://www.itv.com/news/2019-01-16/nicola-sturgeon-second-scottish-independence-referendum/
[4] Steven Morris, “Cataclysm of Brexit ‘could lead to Welsh independence”, The Guardian, 5 Ekim 2018, https://www.theguardian.com/uk-news/2018/oct/05/cataclysm-brexit-welsh-independence-plaid-cymru-adam-price