Fransa’da Savaş ile Değişen Siyasi İklim
Fransa geri sayıma başladı 10 Nisan’da sandıklar kurulacak ve Fransa halkı cumhurbaşkanlığı seçimi ile ülkenin 5 yıllık kaderini belirleyecek. Seçimde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da dahil olmak üzere 12 aday yarışacak. Adaylar, Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde seçime gidiyor, seçim kampanyalarının yönünü de savaş belirliyor.
Çünkü Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya yönelik başlattığı askeri hareket, sadece Ukrayna’yı değil dünyayı sarstı. Savaş, başta ekonomik ve stratejik olmak üzere birçok açıdan dünya düzenini değiştirdi, güç dengelerini şekillendirdi. ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri Rusya’ya yönelik yaptırımları birbiri ardına sıraladı.
Savaşın öncesinde ve savaş sırasında birçok dünya lideri Moskova ile diplomasi trafiği yürüttü. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde olan ve Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını yürüten Fransa, Rusya’yı durdurmak için olağanüstü çaba sarf etti.
Photo: Shutterstock
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, savaştan hemen önce Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile uzun bir masanın etrafında bir araya geldi, görüşme masası çok konuşulsa da Macron mevkidaşını ikna edemedi. Macron’un savaş sırasındaki çabaları da seçim yatırımı olarak değerlendirildi.
Savaşın Gölgesinde Seçim Süreci
Rusya-Ukrayna savaşı başladığında Fransa’da seçim takvimi işliyordu. Yaklaşık 30 kişi Fransa’nın yeni yönetimine aday adayı olduğunu duyurdu ancak aday adaylığının resmi adaylığa dönüşebilmesi için Fransa’da adaylık barajı olarak görülen imza barajının geçilmesi gerekiyordu.
İmza barajı demek en az 30 ilçeden belediye başkanları, milletvekilleri, senatörler, ilçe ve bölge meclis üyeleri gibi yaklaşık 42 bin seçilmişten an az 500’ünün imzasını alma anlamına geliyor. Aday adayları 4 Mart’a kadar 500 imzaya ulaşıp adaylıklarına resmiyet kazandırmaya çalıştı.
Seçimin iddialı adayları Eric Zemmour, Marine Le Pen, Valerie Pecresse, Jean-Luc Melenchon gibi isimler adaylıklarını günler öncesinden açıklasa da adaylığına kesin gözüyle bakılan Cumhurbaşkanı Macron, rakiplerinin aksine son güne kadar adaylığını açıklamadı. Macron’un adaylık açıklamasını ertelemesi “Uluslararası alanda kendini göstermeye çalışmaktan, adaylığını açıklamaya zaman bulamıyor” yorumlarına neden oldu. 3 Mart’ta Macron’un Fransa halkına hitaben yazdığı bir mektup yerel gazetelerde yayımlandı ve bu mektupla adaylığı duyuruldu.
Resmi başvuruların ardından 7 Mart’ta Anayasa Konseyi cumhurbaşkanlığı yarışında adaylığı kesinleşen isimleri açıkladı. O açıklamaya göre Nathalie Arthaud, Nicolas Dupont-Aignan, Anne Hidalgo, Yannick Jadot, Jean Lassalle, Marine Le Pen, Emmanuel Macron, Jean-Luc Melenchon, Valerie Pecresse, Philippe Poutou, Fabien Roussel ve Eric Zemmour 10 Nisan’da Fransa Cumhurbaşkanlığı için yarışacak isimler oldu.
Merkez sağda Cumhurbaşkanı Macron ile Valerie Pecresse, aşırı sağda Eric Zemmour ve Marine Le Pen’in, aşırı solda ise Jean-Luc Melenchon dikkat çekiyor.
Seçimin Dikkat Çeken Adayları
Photo: Shutterstock
Emmanuel Macron, ikinci kez cumhurbaşkanı olmak için yarışacak. 44 yaşındaki Macron, bu seçimin en genç adayı… Macron’un ismi anketlerde seçimin ilk tur kazananı olarak öne çıkıyor.
Fransa Anayasası’na göre cumhurbaşkanı 5 yıllığına seçiliyor ve üst üste yalnızca iki dönem görev yapabiliyor. 2017 yılında Fransa Cumhurbaşkanı seçilen Macron’un 5 yıllık görev süresine Sarı Yelekliler eylemi damga vurdu.
Photo: Shutterstock
Ekonomik gerekçelerle 2018 yılında başlayan eylem 2020 yılına kadar şiddetli gösterilerle devam etti. Göstericiler akaryakıt zamlarını ve vergileri protesto edip, işsizlik oranın düşürülmesini, halkın alım gücünün artırılmasını, ekonominin iyileştirilmesini talep ediyordu. Macron’un imajını zedeleyen gösterileri Covid-19 salgını ve sokağa çıkma yasakları durdurdu. Sarı Yelekliler eylemi bitse de Covid-19 salgını da Fransa’yı olumsuz etkiledi. Pandemi de Fransa ekonomisi ciddi bir küçülme yaşarken, salgına karşı aşı geliştirememesi de Fransa’nın gelişmiş ülke imajına gölge düşürdü.
Zaman zaman ürkütücü terör olaylarının yaşandığı ülkede Macron, bu olaylar üzerinde İslamofobiyi kurumsallaştırmak ve ekonomik kaygılara ilişkin dikkatleri farklı yöne çekmek için Müslümanları hedef almakla suçlandı.
Photo: Shutterstock
Macron döneminde birçok cami ve Müslüman sivil toplum kuruluşunun kapatılması da Macron’un izlediği ayrımcılık politikasına örnek gösteriliyor.
Macron gibi merkez sağda yer alan Paris’in de içinde bulunduğu Ile-de-France Bölge Konseyi Başkanı Valerie PecresseCumhuriyetçiler Partisinin (LR) adayı olarak yarışacak.
Valerie Pecresse, 54 yaşında ve eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde; 2007-2011 yılları arasında Yükseköğretim Bakanlığı, 2011-2012 yıllarında ise Maliye Bakanlığı ve Hükûmet Sözcülüğü yaptı.
Parti içerisinde cumhurbaşkanı adayını belirleme seçiminde usulsüzlük yaptığı iddiası ile gündeme gelen Pecresse’in seçim kampanyasındaki sözleri de büyük eleştirilere neden oldu.
Pecresse’in “Haşemayla havuzlara girilmesine karşı çıkıyorum. Başörtüsü dini bir emir değildir. O kadının itaatinin bir simgesidir. Benim başkanlığımda hiçbir kadın itaat etmeyecek.” sözleri İslam karşıtlığı olarak değerlendirildi.
Seçim vaatleri arasında göç ve güvenlik konuları ilk sıralarda yer alan Pecresse’in, devamını okumak için…
EURO Politka Dış Haberler Editör Ekibi
*Bu makaleye ücretsiz olarak okumak için abone@europolitika.com adresine talepte bulunabilirsiniz.