Diğer Avrupa devletlerinin aksine vetolu ve sıkıntılı bir dönemin ardından Avrupa Birliği’ne giren Birleşik Krallık 2016 yılında aldığı “Brexit” kararı, şüphesiz sadece Birleşik Krallığı değil tüm Avrupa’da dengeleri değiştirecek bir olaylar zincirinin başlamasına sebep olmuştur. Uzun süredir tartışılan Avrupa Birliğinden ayrılma referandumunun %52’lik bir oyla çıkıştan yana sonuçlanması, Birleşik Krallık içinde var olan diğer sorunların yeniden ortaya çıkmasına da sebep olmuştur. Başta İskoçya’nın bağımsızlığı konusu olmak üzere, Kuzey İrlanda’nın geleceği gibi hususlar yeniden birer birer kendini göstermeye başlamıştır.
Haber / Analiz
Birleşik Krallığın AB’yi terk etme konusundaki tarihi kararı Brüksel’de şok etkisini oluşturmuş ve şok etkisinin dalgalarını Avrupa üzerine kendisini hissettirmiştir. Birleşik Krallık kendi iç politikası gündeminde; Bir yandan İskoç hükümetinin yeniden bağımsızlık için ikinci referandum için artan talepleri diğer yandan 20 yıl önce İngiltere’nin İrlanda’yla imzaladığı kırılgan barış anlaşması olan Belfast (Hayırlı Cuma Anlaşması) anlaşması türbülansa girmiş gözükmektedir. Zira Barış anlaşması ile siyasi bir istikrar düzen tesis edilirken İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasında siyasi, ticari ve kültürel koşulları sağlanmıştı.
Brexit’in ardından İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasında serbest dolaşım ve ticaretin ortadan kalkması ihtimali adada geçmişteki çatışma ortamına geri dönülmesinden endişe edilmektedir. Brexit sorunu İrlanda’nın yeni yeni toparlanmaya başlayan ekonomisini tehdit etmeye başlamış durumdadır. 1973 yılına kadar İrlanda kırsal ve gelişmemiş bir ekonomiye sahipti ve bundan dolayı üretilen ürünler İngiliz pazarına bağımlı bırakmıştı.
Henry Farrell Foreign Affairs için kaleme aldığı “Northern Ireland’s Brexit Problem” başlıklı makalesinde; Birleşik Krallığın 1973 yılında AB üyesi olmasıyla İngiltere ve İrlanda arasındaki ilişkileri başka bir boyuta taşıdığını bunun en önemli sebebi olarak İrlanda’nın yeni pazarlar bularak hem Birleşik Krallık’la ve Avrupalı devletler ile olan iş birliğini yeniden canlandığını yeni bir politik forum sağladığının önemini altını çizmektedir. Farrell, birkaç on yıl boyunca, İrlanda’nın tarım ekonomisi, hızlı ve devasa büyüyen ekonomisi 2008 yılındaki ekonomik krizle iflasın eşiğine getirirken kısmi bir toparlanma ardından post- sanayi haline dönüştüğünü dile getirerek İrlanda büyüdükçe, etnik kimlik sorununu arka plana atarak kendisini küçük, başarılı bir Kuzey Avrupa devleti olarak görmeye başladığını belirtmektedir.
İrlanda’nın toparlanmakta olan ekonomisi Brexit ile yeniden canlanan sınır sorunu çözülmediği takdirde ekonomik sorunlar yeniden etnik kimlik milliyetçiliğini canlandıracak ve 20.yılına yaklaşan Belfast barış anlaşmasını tehlikeye atabileceği görülmektedir.
Editör