Özet: Avrupa Birliği (AB), yapısı itibari ile benzeri ve ikamesi olmayan “sui generis” bir oluşumdur. Ne var ki yalnız bu yönüyle Avrupa Birliği’ne “sui generis” olarak yaklaşmak büyük bir eksikliktir. Avrupa Birliği; kuruluşu, gelişimi ve devam eden süreçlerinde krizler üzerine doğan ve krizlerle büyüyen, bu yönüyle de benzersiz bir hafızaya sahip bir yapıdadır. İki dünya savaşı görmüş, harap bir coğrafyanın üzerinde savaşın sebeplerini barışın ve iş birliğinin unsurlarına dönüştürerek zor bir süreci işletmiş ve kıtayı birleştirme girişimlerinin en başarılısı olmuştur. Schuman Deklarasyonu ve Paris Antlaşması ile tohumları ekilen Avrupa Birliği’nin krizler haritası, 1954’te Avrupa Savunma Antlaşması’nın reddi ile başlamış ve Brexit sürecine dek uzanan altmış beş yıl gibi geniş bir zaman dilimine yayılmıştır. Ayrıştıkça birleşen, uzaklaştıkça yakınlaşan, krizlerle büyüyen bir yapının “mıknatıs etkisi” ile ilişkilendirilerek açıklanabilmesi mümkündür. Bu çalışma, büyük krizlere rağmen Avrupa Birliği’nin genişleme ve derinleşme başarısını, siyasi ömrünü ve önemini sürdürebilme becerisini mıknatıs etkisiyle açıklayarak entegrasyon tarihine farklı bir bakış kazandırmaya çalışmıştır.
GİRİŞ
Avrupa Birliği, kanlı dönemlerin, yıkıcı savaşların ve bu yıkıcılığın etkisinde harap düşmüş bir coğrafyanın üzerinde temelleri atılan bir “ideal” projesidir. Ancak bu ideal I. ve/veya II. Dünya Savaşı’nın yıkıcılığı sonrası tecrübe edilmiş ve düşünülmüş bir girişime ait değildir. “Birleşik Avrupa” ideali, kıtanın uzun ve kanlı tarihinde sürekli olarak gündeme gelmiş bir konudur. Kutsal Roma İmparatorları, Napoleon, Hitler ve diğerleri bazen kanlı girişimlerle bazen de ideolojik temeller ile kurulacak ittifaklar üzerinden kıtada birliği yaratmaya çalışmışlardı. (Dinan, 2008: 17) Ancak II. Dünya Savaşı sonrası büyük savaşın yıkıcılığı yalnızca insan nüfusunu değil, yaşama dair tüm fonksiyonları yok etmeye başlayınca somut bir girişimin gerekliliği hissedildi. ‘Altılar Avrupası’ olarak adlandırılan Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg ülkeleri iki dünya savaşının da en önemli nedenlerinden birisi olan “Ruhr” bölgesinin kömür ve çelik yataklarını ekonomik iş birliğinin odağına yerleştirdi. Paris Antlaşması girişimi ve Schuman Deklarasyonu sonucunda Avrupa, birlik temelinde buluşmuş oldu.
Uzun yıllar birbirleri ile savaşmış ve düşman ilişkileri yaşamış olan devletler ve halklarının, bir anda birlik çatısı altında barış içinde yaşaması beklenemeyeceğinden birlik ideali uzun bir sürece ve ekonomik bağlılık temeline yayıldı. Krizlerle doğan Avrupa, birleşme hareketi içinde doğan krizleriyle büyüdü, genişledi ve derinleşti. 1954’te Avrupa Savunma Antlaşması’nın reddi ile başlayan ‘topluluk içi krizler’, Birleşik Krallık’ın üyelik başvurusunun reddi, Ortak Tarım Politikası müzakereleri ve Boş Sandalye Krizi, Bütçe, Petrol, Para Krizleri vb. krizler ile devam etti. Günümüzde, 2008’den 2020’ye uzanan Euro bölgesi krizi, 2010’dan 2020’ye uzanan Suriye Mülteci Krizi ve 2013’ten 2020’ye uzanan ‘Brexit’ gibi muamma bir sürecin yanı sıra 2020’de küresel boyutta patlak veren, COVID-19 krizi ile Avrupa siyasetinin krizler haritası hâlen geniş bir gündeme sahiptir. Savaş coğrafyasında, krizler üzerine kurulan bu yapının krizler ile büyümesi tahmin edilemez değil, aksine beklenen bir ‘teamül’ olmuştur. Öyle ki Avrupa genişlemesi ve derinleşmesi, her yeni krizle daha da süratlenmekte veya yeni bir şekil almaktadır. Sözünü etmek gerekir ki Avrupa entegrasyonu süreci ve mıknatıslanma etkisi analizi bu anlamda birbiriyle benzerlik gösteren bir teşbihtir. En basit anlatımıyla, kutup uçları ile birbirini itme ve çekme özelliğine sahip cisme mıknatıs, gösterdiği etkiye ise mıknatıslanma etkisi denir. Manyetik alan ise mıknatısın gösterdiği kuvvetten, itme ya da çekme yapılan, mıknatısı çevreleyen bölgedir. Bu alan, mıknatıslanma etkisinin yaşandığı ve bu etkinin sonuçlarının gözlemlendiği yerdir. Manyetik alan bir başka nesneyi etkileyebilen bir alandır ve bu alanı zayıflatan, itilen maddeler diamanyetik, çekme kuvveti göstererek alanı nispeten sıklaştıran maddeler paramanyetik, güçlü bir çekim kuvveti göstererek alanın şiddetini önemli ölçüde arttıran maddeler ise ferromanyetik özellikler gösterir. (Lucas, 2015)
Dolayısıyla, Avrupa Birliği entegrasyon süreci manyetik özellikler gösteren, mıknatıslanma etkisiyle teşbih edilebilecek bir süreçtir. Avrupa Birliği mıknatıs, mıknatısın kutupları hedefler ve krizler, mıknatısın manyetik alanı ise entegrasyon sürecidir. Bu noktadan hareketle bu çalışma, yaşanan krizlerin Avrupa Birliği entegrasyon sürecinde nasıl bir etki yarattığı sorusunu ampirik bir yaklaşımla tartışacaktır. Çalışma ayrıca Avrupa entegrasyonunun geleceğine dair bilimsel bir öngörü getirmeyi amaçlamaktadır. Makale, üç bölümden oluşmakta olup, ilk bölümde Avrupa entegrasyonu ile ilişkilendirilen mıknatıs ve manyetik özellikleri basit düzeyde açıklanarak, okuyucuya çalışmanın analiz uygulamasına dair ön bir bilgi vermeyi amaçlamaktadır. İkinci bölümde Avrupa entegrasyonuna yön veren akımlar incelenmektedir. Üçüncü bölümde ise Avrupa Birliği entegrasyon sürecinde yaşanan krizler ve bu krizlerin diamanyetik, paramanyetik, ferromanyetik etkileri kronolojik olarak incelenmiş; son bölümde ise Avrupa Birliği’nin gösterdiği reaksiyonlar analiz edilerek krizlerin ekseriyetle paramanyetik ve ferromanyetik özellikleri taşıdığı saptanmıştır. Doğasına uygun olarak ferromanyetik etki hızlandırıcı ve belirgin kazanımların olduğu, paramanyetik etki pozitif hareketlendirme ve nispi kazanımların olduğu, diamanyetik etki ise durağanlaştıran/uzaklaştıran negatif özellikleri ile ele alınmıştır. İncelemeler ışığında, yaşadığı krizler sonrası genişleme dalgası yaratan, derinleşmeyi hızlandıran ya da entegrasyonu yavaşlayan Avrupa Birliği’nin yaşadığı son krizlerden de güçlü bir entegrasyon hareketi ile çıkacağı savunulmaktadır. Çalışmada kriz kavramı ontolojik olarak ele alınmış olup, içsel ve dışsal kriz ayrımı yapılmamıştır. Ayrıca çalışmada, krizlerin entegrasyon sürecinde gösterdikleri etkinin sağlıklı analizinin yapılabilmesi adına ele alınan krizler sonuçlanmış süreçlerden seçilmiştir. Kriz ya da süreç hâlinde olan kimi güncel konular dolayısıyla ele alınmamıştır. Betimleme, açıklama ve karşılaştırma yöntemleri kullanılarak, yöntem ve içerik yönünden hem ampirik çalışma eksikliğini gidermeyi hem de bilimsel perspektifi çeşitlendirmeyi amaçlayan çalışma, çok yönlü analizleri ile de Avrupa Birliği’nin siyasi geleceğine dair ampirik nitelikli bir kriz tarihi taraması niteliği taşıyacaktır. Bu anlamda çalışmanın literatüre özgün bir katkı yapması ve devam eden çalışmalarda kriz etkilerinin saptanabilmesi için yeni bir analiz metodu yaratması hedeflenmektedir.
I. MIKNATIS VE MANYETİK ÖZELLİKLER
Mıknatıslar, çevresinde manyetik bir alan oluşturan, kuzey ve güney olmak üzere iki kutba sahip cisimlerdir. Görünmez bir kuvvet ile etki alanına giren kimi maddeleri çekme özelliği gösterirken kimi maddeleri itmektedir. Manyetik alan çevresinde çekme ve itme oluşan alandır ve bu alandaki maddenin özelliklerine göre hareket hızında yaşanan değişim mıknatıslanma etkisidir. Çalışmada, Avrupa Birliği mıknatıs, entegrasyon süreci manyetik alan, yaşanan krizler ise manyetik alan içerisinde yaşanan etkileşim olarak teşbih edilecektir.
Bu noktada, analiz düzeyinde yer vereceğimiz üç sınıf manyetik etki; ferromanyetizma, paramanyetizma ve diamanyetizmadır. Bu bölümde çalışmanın analiz argümanı olan diamanyetik, paramanyetik ve ferromanyetik etkiler ön okuma niteliğinde, temel seviyede açıklanacaktır.
I. I. Diamanyetik, Paramanyetik ve Ferromanyetik Etki
Diamanyetik maddelerin manyetik kuvvetleri negatiftir, dolayısıyla diamanyetik etki mıknatısın manyetik alanının ters yönünde bir alana sahiptir. Diamanyetik etki, uygulandığı alanın duyarlılığının ve hareketinin düşmesine yol açar. (Goldman, 2006: 10) Dolayısıyla diamanyetik etkilerin manyetik alan içerisinde edineceği konum, negatif yönlüdür. Zira Lenz Yasası’na göre, dışarıdan uygulanan kuvvet, diamanyetik maddelerce manyetik alanın aksi yönünde bir değişime neden olur. (Stefanita, 2012: 6)
Paramanyetizma, diamanyetizmin aksine hareketlendirici niteliği dolayısıyla madde için daha önemli bir özelliktedir. (Evans ve Heller, 2003: 7) Paramanyetik maddelerin kuvvetleri, manyetik alana paralel yönlüdür, bu mıknatıslanma kuvveti zayıf şiddetli de olsa alanı sıklaştıran bir çekimdir. (Stefanita: 7) Bu hâliyle manyetik alanda hareketlendirici sonuçlar yaratan, çekme kuvveti gösteren maddeler paramanyetik özellikler taşımaktadır.
Ferromanyetik maddeler manyetik alan içerisinde oldukça güçlü etkileşime sahip maddelerdir. Diamanyetizmadan da paramanyetizmadan da daha kuvvetlidir. (Evans ve Heller: 8) Yarattığı etki pozitif yönlü büyük bir hareketlenmedir. Ferromanyetik etki, hızlı ve yoğun bir mıknatıslanmaya yol açar ve manyetik alanının paralelinde, güçlü bir etki yaratır.
MANYETİK TÜR | DUYARLILIK/ETKİ |
Diamanyetik | Küçük ve Negatif |
Paramanyetik | Küçük ve Pozitif |
Ferromanyetik | Büyük ve Pozitif |
Tablo.1: Farklı Manyetik Türlerin Tipik Manyetik Duyarlılık ve Özellikleri
Kaynak: Tablo.1, manyetik türlerin duyarlılık ve etki türleridir. “Magnetic Materials.”, R. D. Rawlings (Ed.), Material Science and Engineering içinde s.53 kitabından uyarlanmıştır.
Tablo.1’de manyetik türlerin etkileri üzerinde yalın bir gruplama yapılmıştır. Tabloya göre diamanyetik etkileşimin sonuçları küçük ve negatif yönlü, paramanyetik etkileşimin sonuçları küçük ve pozitif yönlü, ferromanyetik etkinin sonuçları ise büyük ve pozitif yönlüdür. Çalışmada doğasına uygun olarak diamanyetik etki, Avrupa entegrasyonu sürecinde yaşanan krizlerden ekonomik ve siyasi entegrasyon hedefine yönelik durağanlaştıran dolayısıyla olumsuz sonuçlar doğurduğu saptanan krizler için kullanılacaktır. Paramanyetik etki, ekonomik ve siyasi entegrasyonu hedefine yönelik hareketlendirici dolayısıyla nispi olumlu sonuçlar doğurduğu saptanan krizler için kullanılacaktır. Ferromanyetik etki ise ekonomik ve siyasi entegrasyonu hedefine yönelik hızlandırıcı dolayısıyla son derece olumlu sonuçlar doğurduğu saptanan krizler için kullanılacaktır. Devamını okumak için…
Yiğit YAVUZ | EURO Politika Dergisi Yazarı