Avrupa Birliği’nin Corono Virüsü Politikası

Ali İzzet KEÇECİ

İlk kez Çin’de ortaya çıkan ve hızla tüm dünyaya yayılan Corona virüsü, ilk aylarda ciddi bir risk belirtisi göstermese de takip eden dönemde başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada etkili olmaya başladı. Felaketler dizesiyle başlayan 2020 yılı çok değil üçüncü ayına geldiğinde başta Avrupa devletleri olmak üzere tüm dünyada az yada çok bu virüsün etkileri görülmeye başlandı ve gerekli karantina tedbirlerinin uygulanması yönünde adımlar atıldı. Avrupa Birliğinin bu virüs salgınına ne kadar hazırlıklı olduğu ve acil durumlarda nasıl bir politika izleyeceği bilinmemekle birlikte, başta İtalya ve İspanya gibi AB üyesi ülkelerde işin çığırından çıkması ve virüs kaynaklı ölüm sayısında zirveyi paylaşmaları ciddi sorunların habercisi konumundaydı. Üstelik sadece İtalya, İspanya yada AB ülkelerinde değil tüm dünyada aynı anda var olan bir sağlık sorunu hızla siyasi ve ekonomik bir sorun haline geldi.

Bu denli büyük bir siyasi/ekonomik krize AB mekanizması, üyesi ülkeler ve yöneticileri ne denli hazırdı? Çin ile siyasi ve ekonomik ilişkileri yoğun bir periyodda seyreden AB üyesi ülkeler, son yirmi yılda dünya ekonomisinde önemli bir yer edinen Çin ile ekonomik ilişkilerini bir anda kesmenin nasıl bir sonucu olacağını da doğal olarak bilmiyordu. İşin siyasi ve ekonomik faturasını kimsenin kestiremediği bir dönemde başta İtalya ve İspanya olmak üzere tüm AB üyesi ülkelerde Corona virüse bağlı ölümlerin başlaması ve bu iki ülkede ciddi toplumsal facialara yol açması şüphesiz AB yöneticilerini hazırlıksız yakaladığı gibi sonrası için plan yapma ve çözüm bulma yollarını da tıkadı. Avrupa Birliği’nin ciddi bir trajedi yaşayan İtalya ve İspanya’ya gerekli mali ve teknik desteği sağlamaması ve olayın ciddiyetini varamaması bu ülkelerde yaşanan trajediyi daha da artırdı. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin;

“Birilerini diğerlerinden daha fazla etkileyen bir ekonomik kriz değil bu. Burada finans sistemleriyle ilgili bir ayrım yok. Bu, ekonomik ve sosyal alanlarda patlayan bir sağlık krizidir. Bu, tüm Avrupa için tarihi bir meydan okumadır.
Güçlü bir Avrupacılık ruhuyla, AB’nin bu durumun üstesinden gelmesini, gerçekten umut ediyorum. Eğer bunu başaramazsa… Bakın, vatandaşlarımızın anayasal haklarını sınırlıyoruz ve Avrupa, trajik hataları önleyecek tepki göstermek zorundadır.”[1] Diyerek tepki gösterdiği AB ve kurumları ilerleyen hasta sayısı ve artan ölümlere rağmen hareket etmekte ciddi bir zafiyet gösterdi. Aynı şekilde İspanya hükümeti adına açıklama yapan hükümet sözcüsü Maria Jesus Montero;

“Corona virüsüyle mücadele için ortak bir finansal çözüm yolu bulunamaması durumunda, Avrupa Birliği’nin (AB) geleceğinin risk altında olduğunu, İkinci Dünya Savaşı ile kıyaslayarak, AB’nin kriz döneminde birlikte hareket etmediği takdirde Avrupalıların birliğe olan güvenlerini kaybetmeye başlayacaklarını söyledi.”[2]

Avrupa Birliğinin ve yönetim organlarının sağlıklı bir şekilde olaya ilk andan itibaren müdahil olmaması ve üye ülkelerin böyle bir salgın karşısında aldıkları önlem ve yaptıkları düzenlemelerin yeterli olmaması felaketi beraberinde getirdiği gibi yapılan açıklamalar ve verilen cevaplara bakıldığında aslında AB’nin o meşhur “zamana yayma” politikasının da etkileri görülebilmektedir. Buradan şu anlaşılmalıdır; “Avrupa Birliği’nin II. Dünya Savaşı sonrası dünyanın içinde bulunduğu ruh haline ve tarihsel tecrübeye göre şekillenen yapılanması, ilerleyen yıllarda daha pratik ve anlaşılır olmak yerine daha karmaşık ve bürokratik bir hale geldi. Özellikle AB üyeliği konusunda atılan yanlış ve taraflı adımların neticesi o an görülmese de ilerleyen zaman zarfında kendisini gösterdi ve taraflı ve yanlış üyelik politikasının hiçte istenilen sonucu vermediği görüldü.” Öyle ki; gerek siyasi gerekse ekonomik olarak şartları tamamlayamamış bir ülkenin sırf eski doğu bloku ülkesi olduğu için üye yapılması ile, yine ekonomik kriterleri taşımamasına ve sadece tarihsel bağlara atıfta bulunulmasına rağmen böyle bir ülkenin üye yapılması da ciddi ekonomik ve siyasi krizleri beraberinde getirdi.”

Avrupa Birliğinin her ne kadar tarihsel bir arka plana ve tecrübeye dayanıyor olsa dahi, bugün ciddi bir manada sorun yumakları oluşmasına neden olan “zamana yayma, görmezden gelme, kendi haline bırakma” gibi kavramlarla oluşan politikalarını gözden geçirmesi gerekmektedir. Zamana yayılan ve çözümün sanki kendiliğinden geleceği gibi bir his uyandıran bu yanlış adımlar ve politikalar geçmişte sadece siyasi sorunlarda uygulandığından bir can kaybı yada insani trajediye sebep olmamıştı ancak bugünkü durumda tüm dünyayı ve özellikle AB ülkelerini sarsan Corona virüs salgınında sonuçlar birer insani trajedi örneği haline geldi. AB yetkili organlarının tıpkı İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in de dediği gibi; “AB, güçlü enstrümanları kullanan ve üniter bir yapıda tek sesli ve kararlı adımlarla çözüm önerileri sunmalıdır.” Nitekim benzeri bir açıklama yapan İtalya Başbakanı Conte’de; “AB’den sadece, bu ekonomik ve sosyal tsunamiden çıkmayı sağlayacak üniter bir darbe vurma kabiliyeti göstermesini istiyoruz” dedi. Bu ve benzeri açıklamalar açıkça göstermektedir ki; yavaş, hantal, zamana yayan ve görmezden gelen adımlar sorunu çözmediği gibi iyice kısır bir döngüye sokmaktadır. Avrupa Birliği gibi, büyük bir ruh ve özveri ile kurulan ve ideal amaçlar çerçevesinde bir araya gelen ülke ve toplumların bu denli önemli konularda ortak, hızlı ve çözüm odaklı kararlar alması büyük önem taşımaktadır.

Corona virüsünün AB ülkelerinde yarattığı ekonomik ve sosyal tahribat göstermektedir ki, AB’nin bu denli genele yayılan salgın hastalık yada siyasi krizlerde çözüm olarak sunacağı hazırda bir programı bulunmamakta yada bulunsa dahi üniter bir duruş ve kararlıkla uygulayacağı bir irade sergileyememektedir. Avrupa Parlamentosu gibi tüm AB ülkelerinin vatandaşlarını temsil eden bir parlamentonun ve karar mercilerinden Avrupa Konseyinin hızlı ve çözüm odaklı kararlar alamaması, AB ruhuna ve idealine inanan insanları hayal kırıklığına uğrattığı gibi, karşıtı olanlarında güç kazanmasına sebep olmaktadır. Özellikle AB ve bütünleşme karşıtı aşırı sağ ve popülist partilerin tüm dünyada ve Avrupa da yükselişte olduğu bir dönemde AB nin karar alma ve uygulama mekanizmalarının daha hızlı ve verimli çalışması bu yükselişi de önleyecektir. Unutulmamalıdır ki; AB Corona virüs politikasında ciddi başarısızlık yaşamış ve başta İtalya ve İspanya olmak üzere çoğu ülkede hayal kırıklığı yaratmıştır, bu durum karşısında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in;

Coronavirüs salgınına hazırlıksız yakalandıkları ve İtalya’ya başından bu yana gerekli desteği sağlayamadıkları için Roma’dan ve İtalyanlardan bir kez daha özür dilemesi ve kimsenin koronavirüs salgınına hazır olmadığını ve bu sebeple ilk başlarda İtalya’nın yardıma ihtiyacı varken harekete geçen neredeyse kimsenin olmadığını söylemesi de bir itiraf konumundadır.

Avrupa’nın bundan böyle ‘farklılıklarını ve bölünmüşlüklerini’ geride bırakması gerektiğini belirten von der Leven’in “Cesaret, güven ve dayanışmaya ihtiyacımız var.” şeklinde beyanatı ise, AB nin bundan sonra bu hazırlıksızlık ve hareketsizlik kabiliyetinden daha doğru bir yöne evrilmesi gerektiğinin en yüksek perdeden söylenişi oldu.”[3]

Başta İtalya ve İspanya olmak üzere pek çok ülkede ve halkında yaşanan bu hayal kırıklığının onarılması ve AB nin yoluna daha kararlı bir şekilde ve kuruluş ruhuna ve idealine uygun olarak devam etmesinin ne denli büyük bir önem taşıdığı herkesçe görülmektedir. Avrupa Birliğinin bu ruh ve inancı kaybetmemesi ve kurumsal yapısıyla tüm birlik üyelerinin yanında durması sadece kendi geleceği ve kıta Avrupa’sının geleceği değil tüm dünyanın siyasi ve ekonomik geleceğini ilgilendirmektedir. Şu unutulmamalıdır ki; “Brüksel’de atılan yanlış bir adımın olumsuz sonucu Johannesburg’da hissedilir.”

Ali İzzet KEÇECİ | EUROPolitika Dergisi Baş Editörü | ANALİZ

Referanslar

[1] https://www.ntv.com.tr/dunya/italyadan-abye-corona-virus-tepkisi,B69EtOe-DEu5A_YD-TS_rw

[2] https://www.sozcu.com.tr/2020/dunya/son-dakika-ispanyol-hukumetinden-abye-cok-sert-elestiri-5733771/

[3] https://tr.euronews.com/2020/04/16/ab-covid-19-ile-mucadelede-yard-mda-gec-kald-g-icin-italya-dan-ikinci-kez-ozur-video-leyen

Total
0
Shares
Previous Post

Merkel’in Dönüm Noktası

Next Post

Avrupa’nın ‘Hamilton’ Anı Değil

Related Posts