Avrupa, Hint Pasifik’te Nasıl Bir Yol İzleyebilir?

europolitika

ÇEVİRİ |ANALİZ

Değişen jeopolitik bağlamın bir adım önünde olmak adına Avrupa Birliği (AB), kapsamlı bir Hint-Pasifik stratejisi planlamalı, bölgedeki ortaklarıyla ortak bir ifadeden yola çıkarak, somut bir hedef çerçevesinde hareket etmelidir.

By Stefania Benaglia

 

Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi, Asya’ya çoktan kaymış vaziyette. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanan son raporlara göre, Doğu Asya ekonomileri, 2020 yılında GSYH bazında %1’lik bir artış göstererek, diğer gelişmekte olan ülkeleri fazlasıyla geçmiş durumda. Hindistan’ın, tek başına bölgedeki tüm küresel ilgiliyi üzerine çekerek; 2021 yılında en hızlı büyüyen ülke olması beklenmektedir. Çin ekonomisinin hızlı ve sağlam bir şekilde toparlanmasının ardından, Doğu Asya ekonomilerinin 2021 yılında %6,4 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.

 

2014 ve 2020 yılları arasında AB, Doğu Asya’ya 800 milyon dolar değerinde yatırım yaptı. AB için önemli bir ekonomik değere sahip olan Hint-Pasifik’de AB şirketleri bölgedeki pazarlara doğru genişlemesini sürdürmektedir. Pazarları kontrol eden ve bölgede uygulanacak kural ve standartları belirleyenler, AB şirketlerinin bölgede sürdürülebilirliği üzerinde etkili olmaktadırlar. Dahası, küresel tedarik zincirinin Çin’den uzakta bir bölgede çeşitlendirilmesi, Hint-Pasifik ekonomilerine yapılacak yatırımları artırmak için bir fırsat niteliğindedir.

 

Bölgede tek taraflı veya çok taraflı, ticareti düzenleyici yapılar serpilmekte ve AB, bölgeyle ticari ilişkilerini düzenlemeye öncelik vermektedir. 2018’de AB, Japonya ve Singapur ile, 2019’da Vietnem ile Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalamasının ardından, 2020 yılında Çin ile Yatırım Anlaşması imzalamıştır. Bu dönemde ise AB; ASEAN, Avustralya ve Yeni Zelanda ile yeni ticaret anlaşmaları üzerine müzakereler yürütmektedir. Sırada, stratejik ortaklığın tüm potansiyelini ortaya çıkarak olan Hindistan bulunmaktadır.

 

Esasen, bölgenin merkezi konumu, jeoekonomik bir bölge olmasından daha fazlasıyla ilgilidir; bölge, jeostratejik bir öneme sahiptir. Obama yönetiminde Asya ekseninin arkasındaki beyin olan Kurt Campbell’in Ulusal Güvenlik Konseyi’ne Hint-Pasifik koordinatörü olarak atanması, bölgenin yeni Biden yönetimi için stratejik öneminin bir göstergesidir. Bunun yanı sıra, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IISS), muharip komuta tarafından ileri konuşlandırılmış personele ilişkin verileri de (Tablo 1), Avrupa’dan Hint-Pasifik Bölgesi’ne doğru kaymayı işaret etmektedir.

 

Bugüne kadar Hint-Pasifik yönergelerini yayınlamış AB ülkeleri; Fransa, Almanya ve Hollanda’dan esinlenilerek; AB’nin, Asya-Pasifik yaklaşımından Hint-Pasifik yaklaşımına doğru ortak bir stratejik hedef belirleyip, bu yönde hareket etme zamanı gelmiştir. İlk olarak Avustralya tarafından ortaya atılan, Japonya ve ABD tarafından hızla benimsenip uyarlanan Hint-Pasifik kavramı, odağı bölgenin denizcilik boyutuna kaydırarak, Çin hegemonyası varsayımının önemini azaltmaktadır.

 

2018 Deniz Güvenliği Stratejisi esas alınarak, Haziran 2020’de AB, Güney ve Güneydoğu Asya’da sektörler, kurumlar ve bölgeler arası iş birliği yoluyla Avrupa Birliği ile daha güvenli deniz iletişim hatlarına katkıda bulunmayı amaçlayan bir girişim olan CRIMARIO II’yi başlattı. 1 Aralık 2020’de, AB ASEAN ile ortaklığını stratejik ortaklığa yükseltti. Bundan kısa bir süre sonra, Avrupa Komisyonu Yüksek Temsilci / Başkan Yardımcısı, ASEAN Savunma Bakanları Toplantısı’nda ağırlandı. Bu ay boyunca, Hindistan ile deniz güvenliği üzerine diyaloglar bir üst seviyeye taşındı. Tüm bu gelişmeler, deniz alanı da dahil olmak üzere küresel bir güvenlik aktörü olarak AB’nin, ana hat belirleme çabalarını yansıtmaktadır. Yaklaşımını uygun bir şekilde benimsetmek adına, AB için bir sonraki mantıklı adım ortak bir strateji belirlemek ve hemfikir olan bölgesel aktörlerle etkileşim içine girmektir.

 

ABD’de yaşanan son olaylar, demokratik değerlerin teşvikçisi konumunda olan ülkenin güvenilirliğine bir gölge düşürmektedir ve bunu düzeltmek zor olacaktır. Hint- Pasifik ülkeleri, Biden’ın “demokrasiler ittifakı” yaratma hedeflerine rağmen, çok taraflı bir sistemde hukukun üstünlüğünün korunması için ABD’ye güvenmek konusunda kendilerini rahat hissetmeyebilirler.

 

AB, ABD ile yakınlığından ve Çin ile yapıcı bir şekilde iş birliği kurabilme kapasitesinden yararlanarak, kurallara dayalı bir uluslararası sistemin normatif lideri ve teşvikçisi rolünde ortaya çıkmak için gerçek bir fırsata sahiptir.

 

Bölgedeki ülkeler daha fazla AB katılımı çağrısında bulunmaktadır. Hindistan Dışişleri Bakanı Dr. Jaishankar CEPS ile gerçekleştirdikleri stratejik bir görüşmede “Bölgede kendi stratejisine sahip, stratejik bir AB görmek istiyoruz.” diye belirtmiştir.

 

AB, eylemlerine rehberlik edecek ve bölgedeki kalıcılığını korumasına fırsat tanıyacak kapsamlı bir Hint-Pasifik staretijisi hazırlamak konusunda zaman kaybetmemelidir. Böylesi bir strateji, AB’nin kurallara dayalı bir uluslararası düzeni teşvik etmek için halen bölgede ilgili bir oyuncu olan Hindistan, Japonya, ASEAN, Avustralya ve İngiltere’nin yer aldığı, soruna dayalı bir orta güçler koalisyonuna liderlik etmesini sağlamaya odaklanmalıdır. Aynı zamanda ileriye dönük olmalı ve AB’nin kendi ekonomik gücünden faydalanmasını sağlamalıdır.

 

Strateji hem güvenlik hem de ekonomik boyut içermelidir.

 

Güvenilir bir partner olarak itibarını artırabilmesi için AB, bir güvenlik aktörü olarak görünürlüğünü artırmalıdır. Hint- Pasifik’te, güvenlik sağlayıcısı olarak aktif olan bir AB, bölgedeki müttefik ve ortaklarıyla koordineli bir şekilde hareket etmeli ve deniz odaklı bir külfet paylaşımı yaklaşımı benimsemelidir.

 

İlk deniz tatbikatını başarıyla düzenleyen QUAD’daki (ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya arasındaki Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) son gelişmeler, AB’nin çok taraflı bir ortamdaki potansiyel rolünü yansıtması için de bir fırsat sunmaktadır. Görüşmeler, bölgede daha aktif bir rol benimsemek isteyebilecek NATO ile de koordine edilmelidir.

 

Sürdürülebilir dijital ve fiziksel altyapı geliştirmek için bağlantısal iş birliği, ileriye dönük bir başka yatırımdır. Bunun yanı sıra, ulaştırma, dijital bağlantı ve/veya enerji gibi alanlarda, ortak girişimler yoluyla iş birliğini prensipte sözleşmelerden somut iş birliğine evrilmesini sağlayarak, AB ciddi bir etki yaratabilir ve küresel bir aktör olarak itibar kazanabilir.

 

Eylemi kolaylaştırmak adına, Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen bağlantısallık ve AB – Asya ilişkileri hakkındaki önerge, uygulanacak bir dizi ilke ve öncü projeyi vurgulamaktadır. Burada yalnızca iş birliği kavramını değil, ortaklarla birliktelik kavramını da güçlendirmek son derece önemlidir. Aslında AB, tam teşekküllü bağlantı projelerinin uygulanmasını desteklemeli ve yalnızca yumuşak bağlantı için destek sağlamakla kalmayıp, hepsini bir araya getirip işlevsellik sağlayacak yapıların temin edilmesine yardımcı olabilir. Özellikle dijital bağlantı konusunda AB ve Hindistan; küresel standartlar, platform sistemleri ve adaleti belirlemek adına dijital normlar üzerine bir diyalog kurmayı başarması; Hindistan bunu ölçeklendirirken, AB’nin halihazırda Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) tarafından düzenlenen olgun bir pazar sunması durumu ciddi anlamda ezber bozabilir.

 

AB’nin kapsamlı bir Hint-Pasifik stratejisi benimsemesi ve ortak bağlantısal girişimler uygulaması hem içeriden hem de dışarıdan kolay olmayacaktır. Bu taslak oluşturma tatbikatı, AB üye ülkelerinin Çin ve bölge ülkeleri ile olan ilişkilerini daha da ince ayarlamasına imkan sağlayacak, AB’nin buradaki rolüne fazladan bir gelişmişlik katmanı ekleyecektir. İkinci bir adım olarak, AB ortakları ile iş birliğini somutlaştırmalı ve alternatif, devamlılık sağlayabilecek bir model olarak değerini göstermelidir. AB’nin Hint-Pasifik’te kapsamlı bir yaklaşımı teşvik etme ve yönetme durumunda; Hindistan, ASEAN, Japonya, Avustralya ve İngiltere ile gerçekleştirilecek tutarlı ve koordineli eylemler ileriye dönük tek seçenektir. Dijital bağlantısallığı artırmak için ortak projeler uygulamak ilk adım olabilir.

 

Çeviri: Esra İKİZ | EUROPolitika Dergisi Editör Yardımcısı

Photo : Dışişleri Bakanlığı, Singapur

Orijinal Makale: How can the EU navigate the Indo-Pacific?

Total
0
Shares
Previous Post

Yeni Sayı Çıktı!

Next Post

Karşılıklı Güvence: Avrupa, Mısır ve Türkiye Arasındaki Görüşmeleri Neden Desteklemeli?

Related Posts