Avrupa Birliği, geleceğini tayin edebilmek için düzenlemeyi planladığı “Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nı” hayata geçirmekte zorlanıyor. İlk olarak COVID-19 pandemisi engeline takılan konferans, şimdi ise “liderlik krizi” yaşıyor.
HABER
Avrupa kıtası ve Avrupa Birliği’nin (AB) geleceği, kendisini şekillendirecek konferansın devamlı ertelenmesi yüzünden bir türlü tayin edilemiyor. Şubat 2020’de ilk aşamasının başlatılması planlanan “Avrupa’nın Geleceği Konferansı”, COVID-19 pandemisi yüzünden ilk olarak yaz aylarına, ardından sonbahara ertelenmişti. Ancak pandeminin ikinci dalgasının AB üye ülkelerini vurmasıyla birlikte Avrupa Konseyi, 24 Haziran’da aldığı kararla konferansın “koşullar elverişli hâle geldiğinde” başlatılacağına karar vermişti.
Gündeme gelen ilk isim Verhofstadt
İlk olarak 2019’un bahar aylarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un teklifiyle gündeme gelen konferansın başlamasına engel olan tek şey tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi değil: AB’yi oluşturan üç ana kurumun üçü de konferansı kimin yöneteceğine dair sıkı bir çatışma içinde. Macron’un konferans çağrısının hemen ardından Avrupa Parlamentosu, Ocak ayında (AP) en güçlü üyelerinden olan Belçika eski Başbakanı Guy Verhofstadt’ı konferansın başkanlığına aday göstermişti. Ancak Verhofstadt’ın kuvvetli ve her fırsatta dile getirdiği federalist tutumunu “riskli” gören bazı üye ülke liderleri, Avrupa Konseyi’nde eski başbakanın üstünü çizdi ve kendisinin değerlendirilmeyeceğini açıkladı. Konsey’in reddi, Avrupa Komisyonu’nun konu hakkındaki sessizliğiyle Verhofstadt’ı başkanlık yarışından iyice çıkarmış oldu. Bunun üzerine AB içinde Birliğin geleceğini şekillendirecek bu önemli süreci kimin yönlendireceğine dair büyük bir kriz ortaya çıktı.
Avrupa Parlamenteri ve Belçika eski Başbakanı Verhofstadt
Von der Leyen “önceden hüküm vermemeyi” tercih etti
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Eylül ayının ortasında gerçekleştirdiği “Birliğin Durumu” (State of the EU) konuşmasında konferansa değinmemesine rağmen konuşmanın ardından basınla bir araya geldiğinde konferansın “başlamaya hazır olduğunu” söylemesiyle birlikte liderlik tartışması yeniden alev aldı. Von der Leyen, basına verdiği demeçte konferansın önemli ölçüde şekillendirildiğini ve başlamaya hazır olduğunu belirtmiş, ancak “geleceğe dair ucu açık bir konferans” hakkında önceden hüküm vermenin yanlış olacağını ifade ederek liderlik tartışmasına katılmaktan çekinmişti.
Komisyon Başkanı von der Leyen
Verhofstadt’ın yerine yeni isimler gündemde
Verhofstadt’ın Avrupa Konseyi tarafından “reddedilmesinin” ardından AB liderleri ve kurumları, konferans için yeni bir başkan arayışına konuldu. Son dönemde pozisyonla en sık anılan isim, 2014-2015 arasında görev yapan Finlandiya eski Başbakanı Alexander Stubb. Konsey’in de desteğini alabilecek gibi gözüken Stubb ise Verhofstadt’ın reddi üzerine Parlamento’nun vetosuyla karşı karşıya gelebilir.
Finlandiya eski Başbakanı Stubb
Eski Fin başbakanın Konsey desteğine rağmen seçilememesi ihtimali yüzünden karşı karşıya gelen iki kurumun uzlaşmasını sağlayabilecek yeni adaylar ise her geçen gün daha fazla dile getiriliyor. POLITICO Europe’un haberine göre Litvanya eski Cumhurbaşkanı Dalia Grybauskaitė, İtalya eski Başbakanı Enrico Letta ve Danimarka eski Başbakanı Helle Thorning-Schmidt muhtemel adaylar arasında bulunuyor. Bu isimlerin yanında seçilme ihtimali çok daha düşük gözüken AB Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier, İtalyan siyasetçi Emma Bonino ve Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer de var.
Danimarka eski Başbakanı Thorning-Schmidt
Gündeme getirilen birçok isme rağmen herhangi bir ilerleme kat edilememiş olması, üye ülkelerin sabrını giderek zorlamaya başladı. AB dönem başkanlığını yürüten Almanya’nın AB İşleri Bakanı Michael Roth, artık harekete geçilmesi gerektiğini ve konferansın “kimin başkanlık yapacağı hakkında uzlaşılamaması” yüzünden iptal edilmemesi gerektiğini belirterek yaşanan sabırsızlığın altını çizmişti. Yaşanan çıkmaza oldukça ilginç bir tepki gösteren başka bir isim ise Fransız Avrupa Parlamenteri Pascal Durand oldu: Durand, Konsey’in Verhofstadt’ı reddetmesinin ardından “herhangi bir gelişme olmadığını”, bu yüzden “devamlı ağladığını” ifade etti.
“Avrupa’nın Geleceği Konferansı” nedir ve neden bu kadar önem taşıyor?
Avrupa’nın Geleceği Konferansı, kıtayı ve Birliği “daha birleşik ve daha bağımsız” hâle getirebilmek için Fransız lider Macron tarafından 2019’da gündeme getirilmişti. Emmanuel Macron, AB’nin değişen dünyanın hızına ayak uydurması için söz konusu konferansta Avrupa’nın küresel siyasetteki yeri, komşu ülkelerle ilişkileri, savunma ve güvenlik politikaları, dijitalleşme, iklim değişikliği, göç, toplumsal eşitsizlik, ortak pazar, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi birçok konunun konuşulması gerektiğini söylemişti. Macron, otoritelerin dikkatini çekecek bir ifade kullanarak “gerekirse AB’yi kuran ve düzenleyen antlaşmaların yeniden düzenlenmesinin bile” konferansta gündeme getirilmesinin çok önemli olduğunu savunmuştu.
2 yıl sürmesi planlanan konferans sürecinde AB vatandaşlarının da sürece dâhil edilebilmesi için “vatandaş agoraları” da kurulacaktı, ancak COVID-19 pandemisinin büyük kitlelerin bir araya gelmesini engellemesi üzerine bu fikir ve konferans henüz hayata geçirilemedi. Almanya ve Fransa’nın hazırladığı “resmi olmayan” Avrupa’nın Geleceği Konferansı dokümanına göre konferansın Şubat 2020’de başlaması, Temmuz 2020’de ikinci aşamasına geçmesi, konferansın sonucunda elde edilen bulgular ve varılan sonuçların ise 2022’de Avrupa Konseyi’ne rapor edilmesi gerekiyordu.
Oğuzhan SABUNCU | Haber | EUROPolitika Dergisi Editör Yardımcısı
Fotograf (Photo) : Adobe Stock