Almanya’nın Yeni Şansölyesi Kim Olacak?
ÇEVİRİ | ANALİZ
Alman liderlerin “uzun ömürlü olma” gibi bir huyu vardır; Konrad Adenauer Batı Almanya’yı 14 yıl, Helmut Kohl ise 16 yıl yönetti. Kasım 2005’te göreve gelen ve 2021 sonbaharındaki federal seçimlerden sonra görevini bırakacak olan Angela Merkel ise (koalisyon görüşmeleri Aralık ortasına kadar sürerse Kohl’u geçerek) hepsinden çok daha uzun süre görevde kalabilir. Üçü merkez sol ve sağın “büyük” koalisyonuyla olmak üzere dört dönemden uzun süredir şansölyelik yapan Merkel, muktedir bir merkezciliğin bütün özelliklerini temsil etti ve Alman siyasetinde “sakinleştirici” bir etki yarattı. Merkel sonrası hayatın nasıl olacağına yönelik ihtimaller ise çoğu Alman’da rahatsızlık yaratacaktır.
Bu rahatsızlık hissi ise seçimlerin öngörülemezliği yüzünden ancak artacaktır. Merkel’in muhafazakâr Hristiyan Demokratik Birliği (CDU) [Bavyeralı kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) ile], Almanya’nın birleşmesinden bu yana geçen 30 yılın 7’si dışında olduğu gibi bir sonraki hükümeti de yönetecektir. Ancak CDU/CSU’nun COVID-19 krizinin de metanetli bir şekilde yürütülmesiyle kuvvetlendirilmiş olan “Merkel bonusu”, Alman seçmenlerin partinin yeni liderliğine uyum sağlamasıyla birlikte giderek azalacak.
Merkel’in kendi verasetini hazırlama umutları, “varisi” Annegret Kramp-Karrenbauer’ın (AKK) 2020’nin başında istifa etmesiyle birlikte çökmüş oldu. AKK’nin ardından parti lideri olmak için rekabete girişen üç erkek ise bu galibiyetin CDU/CSU şansölye adaylığı anlamına gelmesini de bekleyecektir (iki parti ortak bir aday çıkarıyor). Armin Laschet, Almanya’nın en büyük eyaleti Batı Ren-Vestfalya’nın başbakanı, Merkel’in tarzında bir merkezcilik öneriyor. İş dünyası yanlısı bir Atlantikçi olan Friedrich Merz, daha keskin bir muhafazakarlık vaat ediyor. Üçüncü aday Norbert Röttgen’in kazanma ihtimali ise oldukça düşük. Yarışı kazanması tahmin edilmeyen ama sürpriz de yapabilecek kişi ise CDU’nun yeni liderinin seçmenleri etkileyememesi durumunda yüksek onay oranlarıyla CDU için “çekici” olabilecek CSU’nun karizmatik lideri ve Bavyera Başbakanı Markus Söder.
Seçimden sonra parçalanmış bir parlamento, koalisyon kurulmasını oldukça karmaşık bir hale getirecek. Maliye Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SDP) şansölye adayı Olaf Scholz’un heveslerine rağmen, SDP için 8 yıldır Merkel’in “yardımcı aktörlüğünü” yapmanın ardından muhalefete geçmek ilgi çekici olabilir. Almanya’nın 16 eyaletinin yarısından fazlasında iktidar koalisyonlarında bulunan Yeşiller ise iktidara gelmeye hazırlanıyor. Seçim kampanyasını kimin yürüteceğine karar vermeleri gereken eş başkanlar Annalena Baerbock ve Robert Habeck, partiyi merkeze doğru yönlendirdi. Gerçekleşmesi en muhtemel gözüken sonuç olan CDU/CSU-Yeşil (“siyah-yeşil”) koalisyonu, Yeşillerin savunma ve dış politikadaki tavizleriyle muhafazakarların iklim dostu kamu yatırımlarına yönelik büyük bir programa vereceği onayı bir araya getirebilir. Gerçekleşmesi daha az olası gözüken ihtimaller arasında ise Yeşiller veya SPD’nin başında olduğu ve eski komünistler Die Linke’nin de aralarında bulunduğu bir “ilerlemeci” hükümet bulunuyor.
Merkel’in varisi kendisinin ölçülü yaklaşımlarını taklit etme eğiliminde olacaktır. Ancak yeni mücadeleler de yolda. Belki de şansölyenin en büyük yanlışı Almanya’yı Avrupa’nın komşu bölgeleri ve ötesindeki güvenlik sorunları ve otomobil sanayisindeki karmaşa gibi uzun vadeli mücadelelere hazırlayamamak olmuştur. İdare ettiği krizler Avrupa’yı yıprattı ancak ülkesindeki istikrarı nadiren bozdu. Varisi ise Merkel kadar şanslı olmayabilir.
*Bu makale, 2021’de The World’ün basılı baskısının Avrupa bölümünde “After Angela” başlığı altında yayınlandı.
Çeviri: Oğuzhan SABUNCU | EUROPolitika Dergisi Editör Yardımcısı
Photo: Getty İmages
Orijinal Makale: Germany faces life after Angela Merkel | Who will be Germany’s next chancellor?